Hayallerimin 5 Prensi “BENCE” BIGBANG

Baştan uyarımı yapmak istiyorum. Bu yazı soooon derece uzun olacak 🙂 Ama sizleri sıkmadan, olabildiğince işin eğlenceli taraflarıyla dolduracağım yazıyı. İnternet ortamı zaten sürüsüne bereket bilgi ve tanıtım yazılarıyla dolu olduğu için bu yazı bilindik tanıtım yazıları gibi olmayacak yani 🙂
Hayalperestin hayal dünyasının kapıları, ona en çok hayal kurduran şey ile açılmalı diye düşündüm.

Ve işte karşınızda K-POP’un Kralı, Uzakdoğu’nun en başarılı müzik gruplarından biri:

bb

İlk yazımda başlamak zordur demiştim, konu BIGBANG olunca başlamak da gerisini getirmek de hem çok zor hem de çok kolay. Anlatılabilecek, dikkat çekecek, bilgi verilebilecek o kadar çok şey var ki!

BIGBANG; hayal kurmayı çoook seven biri olarak hayallerime inanmayı bana öğreten grup. Hayallerimin peşinden koşarsam, tökezlesem bile o yoldan geri dönmeden sadece istediğim yöne doğru gitmeye devam edersem, bütün o hayalleri gerçekleştirebileceğime dair bana umut ve güven veren grup. Çünkü onlar hayal etmişler, hayallerini gerçekleştirebileceklerine inanmışlar ve en sonunda başarmışlar.

Öncelikle hiç bilmeyenler için kısa bir özet geçmem gerekirse; BIGBANG Güney Koreli 5 adet müzik aşığı gencin oluşturduğu, sahne performanslarıyla dikkat çeken, müzik tarzlarıyla KPOP eksenini kendi yönlerine kaydıran, sadece Asya’da değil Avrupa ve Amerika’da da kalabalık hayran topluluklarına sahip olan enfes bir grup. Bu yazıda sizlere BIGBANG’in müzikal başarılarının yanı sıra özel hayatlarından da bahsetmek istiyorum.Bu girizgahı daha da uzatırım ama sonra susmayacağımdan endişe ediyorum o yüzden lafı çok uzatmadan direk konuya giriyor ve üyeleri kendi cümlelerimle sizlere tanıtıyorum 🙂

G-DRAGON

tumblr_mku4hvkArp1ry059go1_1280

İsmini ilk duyduğumda anime karakteri sandığım, 1988 doğumlu bir müzik dehası. Nüfustaki ismi Kwon Ji Yong; fakat Korece ejderha anlamına gelen, bizdeki okunuşuyla Yong kelimesi bu delikanlının ismiyle benzeşince hadi bunu İngilizce yapıp Dragon’u oraya yapıştıralım , eh hadi bari olmuşken Ji’yi de G yapıp işin içine iyice hava katalım diye düşünüp sahne ismini G-Dragon yapmışlar. Kısaltması da GD’dir. Kendi deyimiyle Gold and Diamond’s boy 🙂 Bak bak zekaya bak 🙂

Kendisi hakkında çenemi tutamayıp sayfalarca yazmaktan çok korkuyorum çünkü birazdan anlatmaya başlayacağım bu beyefendi hayalperestin zayıf noktasıdır efenim.

Bu yüzden sanırım en uzun tanıtım G-Dragon’a ait olacak. Neyse lafı uzatmayayım daha fazla.

İlk kısımları ciddiyetle anlatacağım çünkü eğlenceli kısımları sona sakladım.

Buyrunuz 🙂

G-Dragon için fazlaca şey yazılıp çizilebilir. Tek başına BIGBANG’in beyin takımıdır, şirketindeki herkese müzik adına faydası dokunur. Şarkı sözlerini yazar, müzikleri yapar, kayıtlarda bizzat bulunur, durum yönlendirmesi yapar, kısacası prodüktörlük yönü de kuvvetlidir. İyi dans eder, çok çalışır. Fikir bankası olarak bilinir, olaylara herkesten farklı yaklaşabilmesi ve kendine has bakış açısıyla olayları yorumlayabilmesi bulunduğu şirketteki kişiler tarafından da fazlaca dillendirilmektedir. Güney Kore’nin moda ikonudur, giydiği her kıyafet bir hafta içinde moda olur. Bu yüzden Güney Kore’nin moda piyasasında yer edinmek isteyen markalar kendisine sponsorluk kapılarını sonuna kadar açar.

Screen-Shot-2013-07-05-at-2.07-horz

Geçmişe gidersek, çok küçük yaşlarda katıldığı televizyon şovları ve yaptığı danslar ile “Ben başından beri bu camiaya aittim” dediğini duyabiliriz aslında. Hayatı boyunca iyi dans edip şarkı söylemekten başka bir hayali olmamış. Şu an çok iyi dans edip harika şarkı söyleyebilen,bununla da kalmayıp yaptığı şarkılarla markalaşan biri olarak daha basit hayalleri var “Yemek, uymak, bir daha yemek bir daha uyumak ve tekrar yemek, tekrar uyumak” gibi 🙂

İşte bu da küçükken çıktığı TV programlarından biri… Surata bak 🙂

52287-big-bang-g-dragon-childhood-pictures-revealed-fashion-sense-since-birt

Rap ve Hiphop müziğe tutkun. Küçükken anlaşma sağladığı ilk şirket (SM Entertainment) sırf rap söylemek istediği için birkaç yıl sonra anlaşmayı iptal etmiş. Fakat o inat edip rap müzik yapmaktan vazgeçmemiş ve henüz ilkokul çağlarındayken yaşına göre çok iyi rap yapabildiği için şu anki şirketi tarafından keşfedilmiş. (YG Entertainment)

Uzun bir stajyerlik döneminin ardından 2006 yılında BIGBANG grubu ile birlikte çıkışını gerçekleştirmiş. O gün bugündür yaptığı müziği geliştirmekten asla vazgeçmiyor ve her geçen gün daha fazla hayran kazanmaya devam ediyor. ~Fangirl mode on~

Kendisi için para makinesi desek yanlış olmaz sanırım. Güney Kore’de idoller arasında en çok kazanan isim ve şu an 25 yaşında olmasına rağmen 100’ün üzerinde şarkının telif hakkına sahip. Stajyerlik dönemlerinde her hafta 1 şarkı yaparmış ve günümüzde de şirketindeki herkesin albümünde mutlaka GD’nin imzası vardır.

Müzikal anlamdaki başarıları tartışılmaz. 2009 yılında çıkan ilk solo albümü Heartbreaker Kore’de o zamana kadar en çok satılan albüm olmuş. 2012 yılında bu rekor, GD’nin 2. albümü olan “One of a Kind” ile kırılmış. Rekorlara imza atıp sonra o rekoru kıran kişi yine kendisi oluyor kısacası 🙂

20090811_gdcover-horz

Mükemmeliyetçidir ve bence biraz kontrol manyaklığı da var. Bir şey içine sinmiyorsa o olana kadar denemeye devam eder. Şarkı okumaları esnasında istediği tonu yakalayamıyorlarsa habire tekrar ettirir. Şarkıyı yaparken bütünüyle düşünüp sözleri ve melodiyi ona göre yaptığını söylemişti. Bütünden kastım; kareografi, dans figürleri hatta performansta giyecekleri kıyafetler. Normalde şarkı yapılıp danslar ve kıyafetler şarkının konseptine göre sonradan ayarlanır. Ama bu süreç GD için tersinden işliyor 🙂 🙂

Yazdığı şarkı sözleriyle benim ayrıca hayranlığımı kazanmıştır bu yetenekli beyefendi. Sözler son derece zekice oluyor çünkü. Hem kendi albümlerinde hem de BIGBANG’in albümlerinde yazdığı sözlerle gerçekten ne hissettiğini kolayca anlayabilirsiniz. Şarkı sözlerine gerçeği yansıtmayı sever, yaşadığı tecrübeleri bizlerle bu şekilde paylaşır, kendini övmekten hiç çekinmez hatta ara sıra yoluna taş koymak isteyenlere de şarkılarıyla göz dağı verir. Eğer GD’nin yazdığı şarkı sözlerinde bir aşk üçgeni, platonik bir sevgi ya da bir terkediliş anlatılıyorsa bilin ki bu ya onun kendi tecrübesidir ya da yakınında birileri bunları yaşayarak ona ilham vermiştir.

Öhöm öhöm şimdi geldik işin biraz daha eğlenceli kısımlarında. Burdan sonra tutmayın beni 🙂

BIGBANG’in en çılgın üyesidir. Hayata bakış açısının, tavrının, tarzının, hatta bazen müziğinin bile Kore’ye çok uymadığını düşünür ve bu yüzden GD’ye üzülürüm. Güney Kore, Amerika ve Avrupa kültürüyle yetişmiş insanlar gibi yaşamaya çalışan ama aynı zamanda böyle yaşayan insanları çokça sorgulayan bir ülke. GD özellikle şirketinin ona sağladığı yüksek tolerans sayesinde piyasadaki diğer idollere kıyasla bu açıdan daha rahat bir hayat sürüyor olabilir belki ama başka bir kültür ortamında, yaptığı müzik bu durumdan daha olumlu etkilenebilirdi diye düşünüyorum. Yine de marjinalliğin sınırlarını zorladığını hem yaşamında hem de müziğinde rahatça görebiliriz. Sınırlarını zorlamak yerine daha münasip bir tabir var aslında da, bloğumda ağzımı bozmayayım şimdi 🙂

Sahneye çıkmadan önce mutlaka çığlık atarmış. Bir nevi motivasyon ya da deşarj yöntemi bu onun için. Zaten BIGBANG konser görüntülerinin arka planında bu özelliğini de gözler önüne seriyor. Bana sorarsanız, çıkış öncesi zamanlarda her sahne provasından önce grubun küçüklerine çektiği azarlardan kalma bir alışkanlık bu hehe 🙂 🙂
Grup lideri olarak diğer üyelerle yakından ilgilenir, onları mutlaka mesajla ya da aramalarla kontrol eder. Özellikle maknae Seungri konusunda çok endişeleniyormuş, sebebini Seungri kısmında gayet net şekilde anlayacaksınız 🙂 Grup olarak dışarı çıktıklarında liderlikten gelen coolluğunu göstererek hesabı hep GD ödermiş. Aman aman, parasını arkadaşlarından esirgemezmiş de 🙂

BIGBANG’in en sinirli üyesi G-Dragon’muş. Diğer üyeleri tanıdıkça bu mantıklı gelse de, o bebeksi surata siniri hiç oturtamıyorum nedense 🙂 BIGBANG’in çıkış öncesi belgeselinde kareografide hata yapıyorlar diye grubun iki küçüğünü prova sahnesinde iyi bir haşladığını hatırlıyorum ama, sanki hayatı boyunca sadece orda sinirlenmiş gibi geliyor bana haha 🙂
Hayranlar tarafından kabul gören soğuk bir imajı var aslında. Yani diğer üyelere kıyasla hayranlara karşı daha cool ve daha uzak duran bir tutum içerisinde ama enteresandır ki ben de dahil olmak üzere bütün hayranlar GD’yi bu yüzden seviyoruz. Tarzı bu adamın, çok da yakışıyor şimdi Allah için 🙂 ~Fangirl mode on~

Sosyal medyayı suyunu çıkarana kadar kullanan idollerden. Özellikle twitter ve instagram hesabını hiç boş bırakmaz. Instagramda beğendiği “enteresan”fotolarla da bilinir 🙂 Enteresandan kastım… Şeyyy… *+18* hehe 🙂 Rihanna’ya aşık. Şaka yapmıyorum, ciddiyim 🙂 Bir keresinde twitter hesabında kendisi paylaşmıştı aynen şu cümleyle “Rihanna’ya aşığım, benim kahrolası problemim de bu” Oğlum GD senin Chris Brown’dan haberin var mı? Eski sevgili falan dinlemez dalar valla bak benden söylemesi 🙂

Buyrunuz o tweet ve tweetinde paylaştığı instagram resmi de burda ;

rihanna

BgAOncuCUAAYLO6

 

GD denince akla ilk gelen olmazsa olmazlardan- Gömlek değiştirir gibi değiştirdiği saç modeli 🙂 *Sevgili diyeceğimden korktunuz değil mi 🙂 * Evet efendim GD beyimiz saç rengini ve modelini sık sık değiştirmesiyle bilinir. Öyle ki yabancı forumlarda rastgeldiğim bir Koreli fanın yorumu aynen şu şekildeydi “Ben saçımı 2. kez tarayana kadar GD saç modelini çoktan değiştirmiş oluyor” 🙂 Bir keresinde kendisi de artık yapılabilecek farklı bir saç tarzının kalmadığından yakınmıştı, düşünün artık 🙂 Buna rağmen şapka takmaya bayılır çünkü saçını yıkamayı pek sevmez. Bunu bilen hayranları havaalında özellikle X-Ray’den geçerken şapkasını çıkardığı anda GD’yi fotolama yarışına giriyorlarmış ve ortaya çıkan resimler gerçekten de eğlenceli oluyor.

Bunlar sadece o modellerden birkaçı ;

tumblr_mq6sldAzJW1r1ql6po1_500tumblr_mq6sldAzJW1r1ql6po2_500

tumblr_mcst5a7LB51r94a99

img_430283_9289951_0

Dövmelere aşıktır. Vücudundaki dövmeleri sayamıyorum bile 🙂 Sürekli yenileri ekleniyor. Her dövmesinin onun için özel bir anlamı oluyor mutlaka. Ve her başarısının ardından bir dövme yaptırma gibi bir fikri var kendince. Daha büyük başarılara ulaşabilmek adına motive etmesi için…

Ayrıca tırnak yeme alışkanlığı var ve bu alışkanlık, ellerini görebildiğimiz her resimden gayet net bir şekilde anlaşılabiliyor. Tırnak yemek iyi bir alışkanlık olmasa da bana sorarsanız bu G-Dragon’u yine farklı kılan özelliklerinden 🙂 Ya ellerini başından beri o şekilde gördüğüm için ben de alıştım, ya da gerçekten kötü durmadığını düşünüyorum, nedenini bilmesem de bu görüntü bana çok batmıyor açıkçası. ~Fangirl mode on~

Ailesine bağlı, özellikle babasına çok saygı duyarmış. Evli bir ablası ve iki küçük yeğeni var 🙂 Gaho adında çirkin mi çirkin bir köpeğe sahip. Bebekken alıp eşek kadar olana kadar da bakmış, şu anda da anne ve babasıyla birlikte bakmaya devam ediyor. Köpeğini o kadar çok seviyor ki sonradan ona kız arkadaş bile getirdi, aynı cins başka bir köpek 🙂 Onun adını da Jolie koydular. Görüyorsunuz değil mi mutlu aile tablosunu? 🙂

76840826-horztumblr_lkz5s0rFtZ1qik4rno1_500

Gece hayatına düşkün olduğunu söyleyebilirim. Yabancı blogları ve forumları okumayı çok seven birisi olarak BIGBANG hakkında yaptığım araştırmalar sonucu çok kez G-Dragon ile ilgili enteresan fan paylaşımlarına rastgeldim. Elbette gözlerimle görmedim, doğruluğu yüzde yüz diyemem ama genelde okuduğum her fan paylaşımında G-Dragon’un, BIGBANG üyeleri arasında kaba tabirle “tek gecelik” diyebileceğimiz flörtlere en açık üye olduğu yazılmıştı. Buna rağmen grup üyeleri, GD’nin ilişkilerinin çok uzun süreli olduğunu söylüyorlar. (Sanırım bu karşısındakine verdiği değer ile alakalı) Yine de burda bir paradoks var, gelin birlikte çözelim 🙂

Eveett, geldik sonuç kısmına. Kendisi bu kadar başarılı ve göz önündeyken, hiç mi kötü bir olaya karışmamış hayalperest diyor olabilirsiniz. G-Dragon’un skandalları da var elbet. Ama onları daha sonra başka bir yazıda uzun uzun anlatacağım.

Bu da size kıyağım olsun 🙂

tumblr_inline_n3la3crHXw1s848z8

Çok bakıp da utandırmayın *-*

TAEYANG

taeyang-bb-2

İsmi bile bana pozitif enerji veren insan. Her an iki omzunun gerisinden melek kanadı açılacak da uçacakmış gibi hissettiğim kişi 🙂

Nüfustaki ismi Dong Young Bae olan bu delikanlı bence kendine çok yakışan, Korece’de “Güneş” anlamına gelen Taeyang ismi ile çıkışını yapmıştır. Grubun ana vokali ve ana dansçısı- ki bana kalırsa bu iki ünvanı da sonuna kadar hakediyor- Duyduğum en naif seslerden biri Taeyang’ın sesidir. Benim gibi geveze bir insana bile “Karşıma geçsin, saatlerce şarkı söylesin hiç konuşmadan durayım” dedirtecek seviyede bir sese ve müzik bilgisine sahip.

Neden bilmiyorum ama Taeyang denince suratıma otomatik olarak bir gülücük yerleşiyor. Sahnede sert bir imajı var ama aslında bir o kadar sessiz, mütevazi, düşünceli, yani gel beni sar sarmala diyor resmen 🙂
Taeyang’ın çok iyi piyano çaldığını öğrendiğim gün benim için hayat yeniden başladı sanki 🙂 Size de öyle hissettiriyor mu bilmiyorum ama ben piyano çalan erkeklerin hep çok romantik olduğunu düşünmüşümdür ve sanırım içten içe piyano çalan erkeklere ayrı bir hayranlık beslerim. Piyanosu onun için hayattaki en değerli şeylerden biriymiş, çünkü annesi hediye etmiş. BIGBANG ile çıkış yapmasaymış iyi bir piyanist olmak istermiş zaten 🙂

taeyang_wd_1

Aşk mı iş mi sorusuna aşk yanıtını veren Romeo’muz, BIGBANG grubu arasında kızlara karşı çekingenliğiyle bilinir. Hatta öyle ki ilk öpücüğünü klip çekiminde gerçekleştirmiştir. Çıkış yapmadan önce bu konuda master degree olan Ulu Manito G-Dragon beyimiz, bizim tatlı Romeo’ya bu konuda dersler verirmiş, hatta sıkça bahsettiğim çıkış öncesi belgesellerinde “Böyle olur mu, hiç kız arkadaşın olmamış, en azından müziğin için bu konuda tecrübeli olmalısın” tarzında şeyler söylüyordu. Demek öyle GD! Ne demişler kişi kendinden bilir işi. Hııhh!!

 

[Yazıda çok acil bir düzeltme yapıyorum ki bu beni son derece heyecanlandıran bir gelişme 🙂 Yıl 2014, Taeyang’ımız artık aşık olmuş ve sevgili  hayatını deneyimlemiş biri 🙂 Bunu bizzat kendi ağzından duyduk, artık ölsek de gam yemeyelim 🙂 ]

 

Şimdi kaldığımız yerden devam edebiliriz. Nerde kalmıştık? Haaaa evet GD’de 🙂 *fangirlingfangirling* 🙂 GD demişken, Taeyang ile GD’nin benzersiz bir dostluğu var. İkisi de küçük yaşlardan itibaren birlikte eğitilmişler ve bütün deli dolu çağları birlikte geçmiş. Tıfıl halleriyle bile birlikte çektirdikleri bir sürü resim var şu an piyasada. Hatta dövmeleriyle meşhur GD’nin sağ koltuk altından taaa beline kadar uzanan bir dövmede “Forever Young” yazar. GD bunu “Forever Youngbae” olarak yaptırmak istediğini ama Taeyang buna karşı çıktığı için “Forever Young” olarak bıraktığını söylemişti. (Young = Taeyang’ın gerçek adı)

10765-mw4gqu6znj

Hayranlara gerçekten çok önem verir ve onlardan gelen her hediye Taeyang için çok değerlidir. Öyle ki, hayranların hediye ettiği şeyleri diğer üyeler yığın halinde aynı odada bazen kutularıyla birlikte saklarken, Taeyang hepsini evinde ya da odasında kullanırmış. Zaten geçtiğimiz günlerde Taeyang’ın evinin görüntülerinin olduğu bir dergide, fanlar gönderdikleri hediyeleri tek tek bulmuşlardı. Buna rağmen Taeyang, doğum gününden önce hayranları için twitter üzerinden “Lütfen bana bir şeyler hediye etmeyin, benim için sizlerin sevgisi yetiyor. Zaten şu ana kadar sizlerden pek çok hediye aldım, eğer hediye etmeyi planladığınız bir şeyler varsa benim yerime daha çok ihtiyacı olan insanlara bağışlayın” şeklinde bir mesaj göndermişti. Taeyang, gel sana bir sarılayım 😦

BIGBANG üyeleri arasında iyi ramen yapmasıyla meşhurdur Taeyang. Bunu, yemek yapma kabiliyeti olan tek kişidir diye yorumlamak doğru olur mu bilmiyorum ama, bana kalırsa BIGBANG üyeleri bir rameni bile yapamıyorlarsa artık gerisi nokta nokta yani hehe 🙂 Zaten GD’nin çıktığı bir programda yemek yaparken nasıl 3. Dünya savaşının ön hazırlığını yapan ülke subayı edasıyla, endişeli ve gergin olduğunu izleyenler bilirler. Bak yine GD’ye geldi konu, hayalperest konuyu dağıtma hadi bakayım yürü!
BIGBANG’in alkolle arası en uzak olan üyesi olarak gönlüme taht kurmuştur. “Sağlık herşeyden önce gelir” diyecek kadar da aklı başında biridir. Taeyang biz senle ruh ikizi miyiz neyiz anlamadım ki 🙂
Uykusunda konuştuğunu söyleyenler var. Ne derece doğru bilemiyorum ama bu konu her aklıma geldiğinde gidip konuşturasım geliyor. Hahah iyice manyadım 🙂

SNSD grubunu bilenleriniz vardır değil mi? Daha bilindik adıyla Girls’ Generation. Orda çok taş bir hatun var. Yuri 🙂 Yuri ve Taeyang bir keresinde İngilizcesiyle blind date olarak bilinen görücü usülü randevuya çıkmışlar. Bu nasıl gerçekleşti, kim ayarladı, birbirlerini görünce ne yaptılar inanın ben de sizler kadar merak ediyorum. Çünkü Kore’deki görücü üsulü randevuların mantığı da burdakine benzer, yanlızca bizde önden yollanan anneler halalar yengeler olmaz da bir restorantta ayarlanan bir yemek olur ve sadece hanım kızımız ve müstakbel damat beyimiz giderler. Yani Taeyang ve Yuri birbirlerini görünce ne tepki verdiler, durumu nasıl toparladılar bilmek isterdim. Aslında oraya birbirlerinden habersiz mi gittiler bundan bile emin değilim kendi adıma. Yani bu kadar büyük bir tesadüf bana pek mantıklı gelmiyor ya neyse 🙂 Sonuç olarak ikisi iyi anlaşmışlar ama arkadaş olarak kalmayı seçmişler.

Taeyang BIGBANG üyeleri ile çıktığı variety şovlarda hep en sessiz üye olduğundan hakkında bilgi sahibi olabilmek de zorlaşıyor. Tam bir kapalı kutu. BIGBANG’i tanımadan önce en marjinal olabilecek üyenin Taeyang olduğunu düşünen ben, tanıdıkça bir müddet şok üstüne şok geçirmiş ve kendime gelememiştim. BIGBANG’in en sevdiğim özelliklerinden biri de budur aslında. Ne zaman ne hissedeceğinize asla emin olamazsınız ve hiçbir şey dışardan göründüğü gibi değildir 🙂

Taeyang için upuuzuuun bir yazı yazmak isterdim ama sizi iyice sıkacağımdan korkuyorum çünkü konu Taeyang olursa bende methiyeler bitmez 🙂 Konuyu şöyle bağlayayım mı? Bence Taeyang BIGBANG üyeleri arasında en ideal eş profiline sahip. Taeyang’ı alan vallahi de billahi de yaşadı. İnşallah cadalozun teki bulmaz çocukcağızı 😦 Kahrolurum 😥

T.O.P

top-bigbang-33909715-769-1024

Bu ismi duymam bile içimi kımıl kımıl yapmaya yetiyor. Çünkü inanın, hayatımda bu kadar değişik bir insanla karşılaşmadım henüz 🙂 Yani adamı nasıl anlatsam nerden başlasam ne yazsam ben bile bilemiyorum şu an. Kafamdan geçenlerin haddi hesabı yok ama hepsini yazarsam da BIGBANG değil sadece T.O.P odaklı bir yazı olacak diye korkuyorum:)

T.O.P. son derece şahsına münhasır birisi. Görünüşüne aldanmayın, içinde miniminnacık bir çocuk var aslında. Enteresan bir lakaba sahip; Bingu. Neden Bingu? Çünkü çok şapşal, garip, uzaydan gelmişçesine sergilediği tavırlar var ve bu tavırlar ona o kadar çok yakışıyor ki, T.O.P.’yi bu kadar çekici kılan bu bence 🙂
*Erken Uyarı: Ben sahne ismini Top diye değil tiovpi diye okuduğumdan blogda da T.O.P şeklinde yazacağım, siz de bu yazı bitene kadar öyle okumaya çalışın olur mu ? 🙂

T.O.P yani gerçek adıyla Choi Seung Hyun 1987 doğumlu ve grubun en büyüğü. Bizler onu mükemmel ses tonu ve yaptığı inanılmaz raplerle tanıyoruz ama bana kalırsa T.O.P.’nin en ilgi çekici özelliği dans -edemeyişi- ve bu yüzden sahnede sergilediği kendine özgü figürler.
Konu T.O.P olunca anlatacaklarımı gerçekten sıralayamıyorum o yüzden aklıma geldiği gibi yazacağım.

Efendim T.O.P. ve G-Dragon küçüklükten tanışıyorlar. T.O.P eskiden beatbox ve rap konusunda yaşıtlarına göre baya yetenekli bir çocukmuş ve YG şirketinin elemelerine GD’nin tavsiyesi üzerine girmeye karar vermiş. Fakat şu anki haliyle büyük bir ironi oluşturacak şekilde kiloluymuş. Bu konuda türlü türlü rivayetler var. Kimisi elemeler için 40 günde tam 20 kilo verdiğini söylüyor, kimisi kilosu yüzünden elendiğini ama 40 gün sonra zayıflamış bir halde tekrar şirkete gelip kendisini kabul ettirdiğini… Her ne olursa olsun, müziğe tutkusunu ve azmini daha o yaşlarda içerisinde bulunduğu bu tutumdan kolayca anlayabiliriz.

TOP-when-he-was-fat-_tb3c

Rap konusunda tartışılmaz bir yeteneğe sahip. Ses tonu son derece karakteristik, yani istediğiniz kadar taklit etmeye çalışın, onun gibi yapamazsınız. (Seungri’ciğim bu lafım sanaydı şekerim 🙂 ) Seungri’ye nasılsa sonra değineceğim o zaman ne demek istediğimi anlarsınız 🙂

T.O.P. BIGBANG üyeleri arasında yakışıklılığıyla nam salmıştır. Son derece karizmatik bir görünüşe sahip, ses tonu da bunu tamamlayıcı nitelikte. Bir de her ne kadar Bingu desek de, aynı zamanda son derece elit bir kişiliği olduğunu düşünüyorum. Örneğin canı sıkıldığında bir otelin barına gidip tek başına oturarak kırmızı şarap içermiş. Kırmızı şarap konusunda çok hassas da kendileri 🙂 Bu cümleyi yazarken kafamda bir otelin loş aydınlatmaya sahip barı, deri koltuk üzerinde elinde kırmızı şarabıyla ona özgü karizmasını tamamlar nitelikte bacak bacak üstüne atmış bir T.O.P. beliriyor. Konuşmuyorken bile göze yeterince karizmatik gelen T.O.P bir de o an konuşmaya başlarsa *-* Öhöm neyse, devam ediyorum lakaytlaşmayalım lütfen hayalperestciğim.

Bu söyleyeceğim şey sizi şaşırtmasın ama T.O.P. özel hayatında tam bir ana kuzusu olarak bilinir. Annesine çok değer verir. Lafı geçince gözleri dolar. Gittiği her yere annesinin eşyalarından bir parça götürür. Telefonunun hızlı aramasında 1 tuşu annesinin numarasına kaydedilmiştir. Hatta BIGBANG üyeleri aynı evde kalırken evden ilk taşınan T.O.P. olmuş çünkü sabahları annesinin hazırladığı kahvaltıyla evden dışarı çıkmak istiyormuş 🙂 O bünyeye, o kadar karizmatik duruşa pek bağdaşmayan bir durum olsa da annesine olan bu bağlılığı çok tatlı değil mi sizce de? 🙂

T.O.P. bana kalırsa BIGBANG üyeleri arasında taklit yeteneği en üst düzeyde olan kişi. Ses tonunu şekilden şekile sokabiliyor. Yaptığı taklitler hem çok gerçekçi hem çok eğlenceli oluyor. Ayrıca çevresini son derece iyi gözlemleyebilen birisi olduğunu düşünüyorum. Bu kadar iyi taklitlerin arkasında kesinlikle çok iyi bir gözlem yeteneği yatıyor olmalı.

Bir başka enteresan özelliği de oyuncak koleksiyonuna sahip olması. Gittiği yerlerde gördüğü ilginç oyuncaklara yapışıp kalıyormuş hehe ^^ Bearbrick dediğimiz, üretiminin büyük çoğunluğu Japonya’da yapılan oyuncaklardan oluşan geniş bir koleksiyonu olduğu söyleniyor. Hatta bu konuda YG CEO’suyla yani patronuyla kıyasıya bir rekabet içerisindeler 🙂

Tam bir dondurma delisi.Dondurma yemeye ve bunu her fırsatta dillendirmeye bayılıyormuş. Hatta bir keresinde dondurma yerken dişini kırmış. Evet yanlış duymadınız, dondurma yerken 🙂 Nasıl olduğunu hala düşünmekteyim ehehe 🙂

Sahne adını ilk duyduğumda çok ilginç bulmuştum. Ama altında yatan hikayeyi öğrenince sahip olduğu isme şükrettim resmen. YG Entertainment CEO’su Yang Goon, en sevdiği gitaristin adı olduğu için T.O.P.’nin sahne adını “Mark” yapmak istemiş. Mark! T.O.P. de bizlerin verdiği gibi bir tepki vermiştir muhtemelen. Neyse ki aynı şirketin bir diğer idolü olan SE7EN, T.O.P. ismini keşfetmiş ve hepimizi büyük bir hayal kırıklığından kurtarmış 🙂 YG papa Mark ne allasen? Bir de Koreliler onu “Markı” diye okuyacaklardı, cümbüşe bak haha 🙂

T.O.P. bana göre BIGBANG’in en gizemli üyesi. Hayranlardan henüz T.O.P.’nin omzunu bile gören bir Allahın kulu yok mesela. Adam hiçbir şekilde üstsüz görüntü vermiyor. Hatta ilk çıkış performanslarını izleyin, dansın bir yerinde hepsi tişörtlerini göğüslerine kadar çekiyorlarken T.O.P.’nin göbek deliğini bile göremiyoruz. Hayır, o böyle gizlediği için de hayranlar daha fazla merak ediyorlar. Yoksa biz meraklı mıyız canım milleti üstsüz görmeye? Hiç de umrumuzda değil yani six pack varmış yokmuş. Bize ne canım 🙂 YAZI BİTMEDEN ALLAH ÇARPACAK BÖYLE GİDERSE 🙂 🙂 🙂

İşte bu da T.O.P.’nin en çıplak görüntülendiği kare 🙂

562981_416672525119507_1750643562_n

Oyunculuk konusunda BIGBANG’in en deneyimli ismi. Profesyonellik anlayışını BIGBANG parodilerinde görebilirsiniz. Özellikle ünlü Kore dizisi Secret Garden parodisi çekerlerken, öpüşme sahnelerini fazla ciddiye aldığı için diğer üyeler T.O.P. ile beklentilerinin dışında öpüşme sahnelerine maruz kalmışlar haha 🙂 Ahhh yavru ceylanım G-Dragon’um bu konuda pek bedbahttı efenim. Farkettiniz mi GD’nin adını geçirmeden yapamıyorum 🙂 Neyse konumuza dönersek, T.O.P. dizilerde pek çok kıdemli aktör ve aktristle birlikte rol almış, hatta şu an en son rol aldığı sinema filmi hayranlar tarafından sabırsızlıkla beklenmekte. O karizmayla filmde görünse bile yeter bee 🙂

Bu noktada aklıma geçmişte patlak vermiş bir olay geliyor. T.O.P. ve Shin Min Ah olayını duyanlarınız vardır. T.O.P. ve ünlü aktrist Shin Min Ah arasında bir aşk dedikodusu çıkmış, hatta birlikte oldukları yazılıp çizilmişti. Söylentiye göre ikili görüşmek için kimsenin göremeyeceği yerler seçiyorlarmış. Bu yüzden ya Shin Min Ah YG Entertainmet binasına gelip T.O.P. ile görüşüyor ya da T.O.P. grubun ortak kullandığı araba ile Shin Min Ah’ın evine gidiyormuş. Velhasıl bu olay da T.O.P.’nin Shin Min Ah’ın evinden çıkarken çekilen fotoları ile patladı. Fakat ikili olayları yalanladılar, Shin Min Ah’ın T.O.P.’ye oyunculuk konusunda yardım ettiğini ve aradaki ilişkinin bundan ibaret olduğunu açıkladılar. Hatta Shin Min Ah ile T.O.P.’nin değil, ablasının yakın olduğu söylendi. YG Entertainment bu tarz olaylarda yaptığı açıklamalarla beni hep hayal kırıklığına uğratmıştır. Yani bu olay doğru mu yalan mı bilemem ama, sırf YG yalanladığı için bile doğru olduğunu düşünebilirim 🙂 Adamların bütün politikası olayları inkar etmek üzerine kurulu çünkü. Neyse, sinirlenmiyorum 🙂 Bu kadar dedikodu yeter değil mi 🙂

Grup üyeleri arasında G-Dragon’dan sonra gece gezmelerini en çok seven ve bu gezmeler esnasında son derece hızlı olduğu söylenen bir diğer üye de T.O.P.’miş efenim. Söz konusu flört olunca GD ve T.O.P. baya tecrübeli görünüyorlar. Özellikle de fanlar arasında konuşulan bunca çapkınlığa rağmen arkada kanıt bırakmamak!! Takdir ediyorum her ikisini de 🙂

Ayrıca T.O.P. hayallerini genç yaşta gerçekleştirme şansına sahip olan nadir insanlardan, bu yüzden kendisine çok özenirim. Kore’de tanrıça olarak isimlendirilen ünlü bir şarkıcı var, Lee Hyori! T.O.P. çıkış yapmadan önce sıkı bir Lee Hyori hayranıymış. Bir gün Lee Hyori’nin internetteki fan kafesine bir mesaj bırakmış “Bir rapçi olmak için çalışıyorum. Çıkış yapacağım ve rapimi senin için sergileyeceğim.”

Hikayenin sonrasını duymak ister misiniz? Belki bilenleriniz vardır.
Lee Hyori ve T.O.P. birlikte bir performans sergilediler, hatta performansın bitiminde T.O.P. kareografiye sonradan eklenen bir değişiklik sayesinde Lee Hyori’yi öptü 🙂

Videoya tık tık 🙂

Ne diyeyim 🙂 T.O.P. reyiz büyüksün EvelAllah 🙂

DAESUNG

EPSON MFP image

Geldik benim için anlatması en zor olan kişiye…

Şu ana kadar anlattığım üyelerden farklı olarak sahnede kendi ismini kullanan tek BIGBANG üyesi. İsmi “Başarı” anlamına geliyormuş sanırım. 1989 doğumlu, grubun küçüklerinden sayılır. Maknae ile arasında 1 yaş var sadece.

Daesung’u bana en iyi tanıtan şey BIGBANG için hazırlanan çıkış belgeseliydi. Hatta belgeseli neredeyse Daesung için izledim diyebilirim. Daesung’un müzikal yeteneği, normalde insanları övmekten pek hoşlanmayan YG CEO’su tarafından bile takdir ediliyordu o belgeselde. Şöyle ki Daesung BIGBANG üyeleri arasından en az eğitim gören kişi. Yaklaşık 6 aylık eğitimle idol olarak çıkış yapıyor. Henüz şirkette 4. ayındayken diğer üyelerden daha iyi şarkı söylediğinden bahsediliyormuş. Çıkış yaptıkları zaman fiziksel görünüşü yüzünden ilk başta yadırganmış, bu görünüşe sahip biri idol olamaz lafları dönmüş etrafta. Güney Kore’de idol olmak için sese ihtiyacın yok, oyuncu olmak için rol yeteneğine ihtiyacın yok. Sadece güzel ol, yakışıklı ol yeter. Bu anlayıştan hiç hoşlanmıyorum. Hayır ben bile gudubet sesimle pek çok idolden daha iyi şarkı söylerim, tutup da böyle insanları bize idol diye sunuyorlar ya bir de 😦 Neyse ki Daesung’un sesine laf eden yoktur diye düşünüyorum, varsa da Allah’tan korksun yani 🙂 Zaten Daesung’a geçmişte “çirkin” lakabı takılmasına rağmen, çıkış öncesi zamanlarda en popüler BIGBANG üyelerinden biriymiş.

Daseung’un idol olma macerası biraz farklı. Henüz liseye gidiyorken YG elemelerine giriyor ve güçlü sesiyle elemeyi geçiyor. Fakat babası en başından beri idol olma merakına karşı. Okuluna devam edip başka bir meslek edinmesini istiyor. Bu yüzden Daesung o zamanlar diğer üyelerle aynı evde kalmıyor, kendi evinde yaşamaya devam ediyor. Gündüz okuluna gidip akşam okuldan çıkınca da şirkete geliyor. İki işi birarada yürütmek gibi. Buna rağmen sadece 4 ay gibi bir sürede BIGBANG grubu için ismini garantiliyor. Üstelik oylama esnasında her eğitmen farklı farklı isimleri önerirken, bütün eğitmenlerin istisnasız seçtiği isim Daesung. Fakat babası hala bu durumdan memnun değil. Bahsettiğim belgeselde kameraları gören babası “Sakın bana onunla ilgili hiçbir şey sormayın!” diyip hızlıca uzaklaşıyordu.

Bunca stres ve baskı altında bile Daesung müziğe olan tutkusundan vazgeçmemiş. Belki size garip gelecek ama ben ne zaman bir konuda yılsam ya da pes etmem gerektiğini düşünsem, o görüntüler aklıma geliyor. Daesung bana daha o yaştaki haliyle çok büyük ders veriyor kısacası. Neyse ki son bölümlerde Daesung’un bu kadar başarılı olduğunu gören babası oğluna sırtını çevirmekten vazgeçiyordu. Yazık, o zamana kadar az üzülmedi çocuk bu durum yüzünden 😦

Neyse, gelin biraz da işin eğlenceli kısımlarından konuşalım.
Daesung’un insanı kendinden geçiren bir gülümsemesi var. Bir surat sürekli güler mi? Bir yüze gülümseme bu kadar yakışır mı? BIGBANG üyeleri bile Daesung taklitlerinde suratlarına sürekli gülücük yerleştirirler. Gülümsemesiyle kalbini görebileceğiniz insanlardan biridir Daesung.

Daesung gülsün dünya gülsün 🙂

Şunun gülüşüne bakın 🙂

smile3

Biraz temizlik takıntısı olduğunu duymuştum. Aslında takıntıdan ziyade, temizliği fazlaca seviyormuş. Evde tek başına kalınca en önce yaptığı şey evi silip süpürmek olurmuş. Böyle erkeklerin varlığına inanmak hala zor geliyor bana. Tam annemin aradığı gibi bir evlat haha 🙂

Doraemon dediğimiz bir manga serisinin tutkunu. Mangayı hiç okumadım ama robot bir kedi üzerinden yürüdüğünü biliyorum. Hatta Doraemon oyuncaklarını bir ara yanından ayırmazmış Daesung 🙂

BIGBANG üyelerinin hakkında en az bilgi sahibi olduğu üye Daesung’muş. Yani aslında bize göre sanki T.O.P. çok gizemliymiş gibi gelse de kendi aralarında en gizemli olanları Daesung. Öyle ki bir programda Taeyang, Daesung’la onca zaman aynı evde yaşadıklarını ama onu bir kez bile tuvalete giderken görmediğini söylemişti 🙂 Daesung nerde biriktiriyorsun yavrum o içindekileri hahaha 🙂

Üyeler arasında yanında en çok nakit taşıyan da Daesung’muş efenim. Hatta grubun en zengin üyesi -benim deyimimle para makinesi- olan G-Dragon bile yanında nakit olmadığı zamanlarda Daesung’dan borç aldığını söylemişti. Daesung da bizden, Allah korusun bir şey olur başıma bir şey gelir düşüncesiyle temkini elden bırakmıyor *-*

Yemek pişirmeyi seven bir BIGBANG üyesi… Ohh durun durun, ağlayacağım 😥 Daesung’un yemek pişirme becerileri ne düzeyde bilemiyorum ama yemek pişirmeyi – en azından denemeyi- çok seviyormuş. Alın şu çocuğu bizim eve getirin sevabına 🙂

Daesung’un kız arkadaşlarına karşı da çok düşünceli ve ilgili olduğu sızan haberler arasında 🙂 Verdiği sözleri tutmaya ve sevdiği insanı hayal kırıklığına uğratmamaya çalışmak için elinden geleni yapıyormuş. Grubun en çılgın üyesi GD bile kız olsa, erkek arkadaş olarak Daesung’u istermiş. (Bak yine GD demeyin, aklıma geldi ne yapayım *-* )

Bu konuyu en sona sakladım çünkü her aklıma geldiğinde Daesung için çok üzgün hissettiğim mevzulardan biri. Daesung’un Kore’de skandal olarak isimlendirilen bir araba kazası var. Aslında BIGBANG’in başına gelen olayları ayrı bir yazıda yazmayı planlıyorum ama Daesung olayı içimde yara olduğu için değinmek istedim. Kazayı daha sonra anlatınca skandal mı talihsizlik mi çok iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Allah aşkına bu Koreliler nasıl düşünüyor, neye göre hüküm veriyor?! Bir türlü anlayamayacağım bunu. Korelilerin kafasını yaşamak baya zor olsa gerek! Adı üstünde “KAZA”!! Hıh skandalmış, sen sabır ver Yarabbim. Neyse ki Daesung bu konuda haklı bulundu ve kısa bir süre kendini gruptan aforoz etmesine rağmen geri dönüşü muhteşem oldu.

Olayın detayı ÇOK YAKINDA 🙂 🙂

SEUNGRI

seungri4_11052009_seoulbeats

BIGBANG’in mutluluk hormonu! Seungri hakkında bir şeyler anlatmadan önce konuya en uygun giriş bu şekilde olmalıydı bence. Öyle birini anlatacağım ki inanın şu anda beni bile bunun heyecanı sardı. Adamda öyle çok malzeme var ki say say bitmez valla. O yüzden hemen konuya bodoslama dalıyorum.

Seungri grubun en küçüğü yani maknaesi. 1990 doğumlu ama pek çok idolle yaşıt ya da küçük olmasına rağmen, piyasadaki çoğu idolden daha kıdemli. Gerçek adı Lee Seung Hyun ama sahnede “zafer” anlamına gelen Seungri ismini kullanıyor. Hikayesini bilenler bu ismin ona ne derece uyduğunun da farkındadırlar.

Bilmeyenler için anlatayım hemen 🙂

BIGBANG ile gördüğü eğitim süreci ve gruba girme hikayesi ilginç olan bir diğer isim de Seungri. Nedense BIGBANG’in zayıf halkası olarak görülür, sanırım bu hikaye en baştan elenip sonra gruba dahil olmasıyla başlıyor ama çıkış öncesinde yayınlanan belgeseli izleyen herkes Seungri’nin kısıtlı bir sürede nasıl canını dişine takarak çalıştığını ve YG’nin CEO’su Yang Goon’u ne derece etkilediğini çok iyi bilir.

Aslında BIGBANG grubu 6 kişi olarak eğitilmiş ama grup belirlenirken seçilen isimler GD, Taeyang, Daesung ve T.O.P. olmuş. Seungri ve Beast üyesi olarak çıkış yapan Hyun Seung grubun son şekli verilirken elenen 2 isim. Fakat YG patronu onlara belirli bir süre tanıyıp performans sergilemelerini istemiş ve sergileyecekleri performansa göre ya birini seçip gruba alacak, ya da ikisini de seçmeyecek ve BIGBANG 4 kişi olarak çıkış yapacakmış. Seungri o süre içerisinde ciddi bir çalışma içerisine girip, eleme esnasında yaptığı çakallıkla gruptaki yerini garantileyen isim olmuş. Çakallık ne diye sorarsanız; zaten çok iyi dans edebilen Seungri’nin, sesinin dansına göre geri planda kaldığını düşünen patron, ikinci elemeler esnasında Seungri’den yine yüksek bir dans performansı beklerken Seungri sesinin de en az dansı kadar iyi olduğunu kanıtlayabilmek için, ballad tarzı bir şarkı seçip bu şekilde bir performans sağlamış. Wuuhhh siz de bu cümleyi okurken yoruldunuz değil mi? haha 🙂 Ben yazarken yeter artık kısa kes dedim de kendi kendime 🙂

Velhasıl Seungri BIGBANG’in 5. üyesi olarak çıkış yapmış ve iyi ki de gruba tekrar dahil edilmiş. Her ne kadar Seungri’ye çamur atmaya çalışanlar olsa da, her BIGBANG hayranı bilir ki Seungri olmadan BIGBANG olmazdı.
Seungri tam bir variety bombasıdır. Variety şovlarda Seungri’yi gören sunucular kasap dükkanında et gören kedi gibi bir tavra bürünüyorlar 🙂 Öte yandan grup üyeleri Seungri’den biraz tırsarlar çünkü çenesi düşüktür ve çıktığı şovlarda herkesi ele verir. Bir keresinde katıldığı bir programda üyelerin 4’ünü de telefonla arıyordu ama üyeler telefonları cevaplamaktan kaçınıyorlardı. En sonunda 4 üyenin de ortak olarak söylediği şey “Biz bir ekibiz, lütfen şu an çekimdesin diye burda bizim ödümüzü koparma ve çeneni sıkı tut” 🙂 olmuştu. Ahh Seungri bu kadar mı kirli sırları var bu abilerinin anlamıyorum ki 🙂

Gerçi Seungri’nin de diğer üyeleri korkutmak için yeterince haklı sebebi var şimdi Allah için. Patronun gözüne girsin diye arada diğer üyelere ufak çapta komplolar kurup patrona bilgi sızdırdığı da olmuş yani. Tipik bir küçük kardeş *-*

Uzun uzun yazdığım için abarttığımı düşünebilirsiniz ama Seungri gerçekten variety şovların aranan ismi. Aynı şirketten başka idoller programlara çıktığında konuşma tarzları ve uslüpları dikkat çekiciyse sunucular tarafından gelen ilk soru “Seungri’den mi ders aldın?” oluyor. 🙂

Baksanıza sunucular bile ne kadar eğlenmiş 🙂

1

İnanılmaz bir espri potansiyeline ve taklit yeteneğine sahip ayrıca. Özellikle patronunu gayet güzel taklit ettiğini söyleyebilirim. Gerçi bu biraz da patronun egzantrik tarzından kaynaklanıyor. Düşünün ki şirketteki bayan idoller bile patronun konuşma tarzını ve sesini taklit edebiliyor 🙂 Fakat bir kişi var ki Seungri’nin onu taklit etmeye çalıştığında çuvalladığını düşünüyorum. Seungriciğim, T.O.P. abini anlatırken sana bir atıfta bulunmuştum, hatırladın mı? 🙂

BIGBANG çıkış yaptığı zamanlarda internetteki fan kafesine bırakılan kötü yorumları görüp gizlice hesap açarak BIGBANG’i destekleyici mesajlar atarmış. Sonra da ardından gelen yorumlara bakıp kendince analiz yaparmış. Haha kıyamam insanların nabzını nasıl ölçmüş zamanında *-*

Seungri’yle benzeştiğimiz bir nokta var, ikimiz de GD hayranıyız hehe 🙂 Seungri GD’yi gerçekten çok sever ve kendine rol model olarak alır. Rol model dediysem, baya bildiğiniz GD gibi olmaya, öyle davranmaya çalıştığı zamanlar olmuş 🙂 Hatta GD’nin gardrobuna sürekli dadanan, aldığı kıyafetlerin tarzıyla GD’yi bile şaşırtan, neredeyse gidip GD’nin aynısı gibi giyinen bir maknae düşünün. Sonraları kendi tarzını bulmuş tabi, hatta Seungri’ye göre o devran artık tersine dönmüş, şimdilerde GD Seungri’nin dolabına dadanıyormuş 🙂

Seungri’yi anlatırken GD’den bol bol bahsedeceğim ohh bana da gün doğdu 🙂 Efenim GD ile Seungri Tom ve Jerry olarak bilinirler. GD Seungri’ye takılmayı ve onunla şakalaşmayı çok sever. Hatta yurt dışı promosyonları yaptıkları sıralarda sürekli Seungri’yle beraber uyurmuş. Seungri bundan çok rahatsız olduğunu anlatıyordu çünkü uyurken GD Seungri’ye öyle sıkı sarılırmış ki, nefes alamıyorum kemiklerim kırılacak diye korkuyorum diyordu. Şakacı seni 🙂 Hayranları böyle kudurtuyorsun değil mi ? Biliyorsun çünkü senin yerinde olmak için can atacak olanlar var 🙂 🙂

*Not: O ben değilim kesinlikle.

Seungri BIGBANG’in Japonya’daki silahıdır çünkü Japoncası mükemmel. Çıktığı programlarda herşeyi tek başına idare edecek kadar iyi Japonca biliyor ve abilerine çok kez çevirmenlik yapmışlığı da var. Fakat İngilizce için aynı şeyi söyleyemeyeceğim 🙂 Seungri’ninki English değil çünkü, Seungrish 🙂

 

 

Bu olay dalga konusu bile oldu ve işin içinde tabi ki GD de var 🙂

 

Bj1b2q4CEAAfWZY

ARE YOU WANT MORE? 🙂 🙂 🙂 🙂

O zaman devam edelim.

Lakabı pandadır çünkü gözlerinin altında pandalar gibi siyah halkalar var ve doktorlar bunu malesef düzeltemiyorlar çünkü hem sinüziti varmış hem de karaciğeri çok sağlam değilmiş, o da bu kadar gençken alkolle karaciğerini mahvetmiş yani. Kore gibi sürekli alkol kullanılan bir ülkede normal karşılanabilir bu durum ama ben sağlığını önemsemediği için bu konuda ona çok kızıyorum!

Panda demişken, bir de Seungri’nin twitterda paylaştığı şu resme göz atın isterseniz 🙂 🙂

panda1

Bakın o panda falan değil tamam mı? Hani siyah halkalar nerde? haha 🙂

Koyu bir Justin Timberlake hayranıdır. Yaptığı müziği ve tarzını çok sever. Hatta sarhoşken kendini Justin Timberlake sandığını söylemişti 🙂 Seungri, sen de onun kadar yeteneklisin inan bana 🙂

justin

Seungri bana kalırsa tam bir sosyal medya canavarı. Twitter hesabını ilk açtığı sıralarda herkese “Bu benim! Hey güven bana! Gerçek adresim bu, İngilizce çalışmak için açtım” şeklinde twitler atmak mı dersiniz, BIGBANG üyelerinin twitter adreslerini tek tek bulup “Abiiiiiiii” diye seslenmek mi dersiniz, sahte Seungri profilllerine “Hey sen sahte Seungri! Gerçek Seungri benim, düşür o maskeyi” diye gözdağı vermek mi dersiniz, profil fotoğrafında Seungri’nin resmi olan bir hayrana twit atıp “O resmi hiç beğenmedim. Sanki biraz… Aptalca!” demek mi dersiniz… Üyeler cevap vermediği için “Üyelerimin hiçbiri bana cevap vermiyor. Kendimi balkondan aşağı atacağım” yazmak mı dersiniz. Hatta fan bazlı ve sık takip edilen allkpop sitesine twitter adresini bağlayıp, orada açılmış olan farklı konu başlıkları altında bile gerçek Seungri olduğunu ilan etmiş, bir hayrana cevap vermiş “Ahhh, bu şey nasıl çalışıyor, herkese gerçek Seungri olduğumu söylemem gerek. Gerçek Seungri benim!” şeklinde şeyler yazmıştı 🙂 Tahmin edemeyeceğiniz ne varsa yaptı yani 🙂

seungri1

big bang seungri deleted tweets 1

big bang seungri deleted tweets 4Bj1Y0OpCYAAgeRrseungri 4

Bj1d4KyCUAAGj3e Bj1dWsvCQAAMrGG

tumblr_mdvbas4yUX1rugfneo1_500

seungri 2

seungri 3

Hatta hayranlar bu olay üzerinden şarkılar yapıp video sitelerinde bile paylaşmışlardı 🙂 Bakın şurda bir örneği var ;

Az önceki twitter kısmını yazarken gülmekten bir müddet ara verdim ama şimdi toparlanıp yazmaya devam edelim. Seungri’nin çok sevdiğim bir başka özelliği de hayranlara yakınlığıdır. Onlarla göz teması kurmaktan çekinmez ve özellikle konserlerinde hayranlarıyla olabildiğince iletişim içerisinde kalır. Hatta konser sırasında kendini gergin hissettiği an sahnenin bir köşesine çekilip o kısımdaki hayranları coşturmaya ve kendi gerginliğini azaltmaya çalışırmış *-* Buna rağmen fanların yapmasını istemediği şey, yürürken poposunu ellemeleriymiş 🙂 Şu anda böyle bir durum olduğunu sanmıyorum ama galiba önceden baya eziyet çekmiş bu konuda 🙂 Allah’ım ne manyak fanlar var, hayır anlamıyorum ki adamın poposunu elleyeceksin de ne olacak yani?

Seungri ile Daesung’un geçmişte garip bir ilişkisi varmış. Mesela aynı evin içerisinde çok gerekmedikçe konuşma zahmetine girmezlermiş 🙂 Kırgınlık ya da küslükten ziyade yakın olamama durumu. BIGBANG sırf bu yüzden bir programa katılıp Seungri ile Daesung’un aralarını yumuşatmaya ve onları yakınlaştırmaya çalışmıştı.

Grubun maknaesi olduğundan ve yaramazlıklarını abileri gibi profesyonelce kamufle edemediğinden YG papa yani Yang Goon tarafından en çok azar yiyen BIGBANG üyesidir. Eğlenceyi ve gece hayatını sevmesine rağmen bunu diğer üyeler kadar ustalıkla başaramadığından olsa gerek, ilk kez gece klübüne gittiği zaman bile Yang Goon tarafından yakalanmış 🙂

Çok takdir ettiğim bir yanı var bu yetenekli maknaenin. Kendi gibi yetenekli insanları eğitip eğlence sektörüne hazırlamak için bir akademi kurdu. Ömrü boyunca aynı sese ve performansa sahip olamayacağı korkusunu yaşadığı için; hem geleceğine yatırım yapıp işini sağlamlaştırmak, hem de kendisi gibi hayalleri olan insanlara yardım edebilmek için bir akademi kurma hayali olduğundan bahsediyordu. Nitekim aradan çok zaman geçmeden bu hayalini de gerçekleştirdi. Yani bizim çatlak maknae aynı zamanda ciddi bir patron hehe 🙂

Son olarak söylemeden geçemeyeceğim, kendine kendisinden daha çok benzeyen bir kız kardeşi var, ben ilk gördüğümde Seungri peruk takmış sandım 🙂

sss

Evet evet, bu Seungri değil, kız kardeşi 🙂 🙂

Veeeee… Geldik bu uzun yazının sonuna. Umarım sizi sıkmamışımdır. Bana kalsa daha anlatacak biiiir sürü şey var ama bu kadarının bile okunacağından şüpheliyim 🙂

Son olarak… BIGBANG’i ve BIGBANG’in hayran topluluğu olan V.I.P.’leri biraz daha iyi anlamak ve anlattıklarıma bir de onların penceresinden bakmak isterseniz, 4 dakikanızı şu videoya ayırmanızı öneririm… (Zaten yeterince zamanınızı çaldım, 4 dakikanız daha vardır herhalde değil mi 🙂 )

Kendimce BIGBANG’i anlattım, bilinen ya da bilinmeyen yönleriyle.

Sizden de bir ricam var.

Sevin onları… En az benim kadar 🙂